Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Fatmanur Altun, Gerçek Hayat Dergisi'nden Emeti Saruhan'a konuştu. Röportajdan öne çıkan başlıklar; -Üniversite öğrencilerinin yurt ihtiyaçlarının karşılanması konusunda geçmişle karşılaştırırsak nasıl bir durumdayız? Devletin sağlamış olduğu yurt imkanlarının, 10 yıl öncesine dönüp baktığımda kapasite olarak yeterli olmadığını görürüz. Malum Türkiye, öğrencisi çok olan bir ülke. Bu anlamda sivil toplum kuruluşlarının yapmış olduğu faaliyetler cankurtaran rolü oynuyordu. STK’lar, sundukları imkanlarla öğrencilerin eğitim hayatlarını destekleyen önemli bir misyon yükleniyordu. İlerleyen dönemlerde devlet tarafından öğrencilerin barınma ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında ciddi bir atılım yapıldı. Bu durum bir taraftan STK’ları da rahatlatmış oldu çünkü yurt hizmeti sivil toplum faaliyetleri içerisinde taşınması, yapılması en zor işlerden bir tanesi. Çok şükür son yıllarda ciddi bir rahatlama söz konusu. Bugün hem devlet hem de STK’lar tarafından bu ihtiyaca çok daha iyi bir şekilde cevap verildiğini düşünüyorum.
10 September 2018
Yönetim Kurulu Başkanımız Dr. Fatmanur Altun, Gerçek Hayat Dergisi'nden Emeti Saruhan'a konuştu.
Röportajdan öne çıkan başlıklar;
-Üniversite öğrencilerinin yurt ihtiyaçlarının karşılanması konusunda geçmişle karşılaştırırsak nasıl bir durumdayız?
Devletin sağlamış olduğu yurt imkanlarının, 10 yıl öncesine dönüp baktığımda kapasite olarak yeterli olmadığını görürüz. Malum Türkiye, öğrencisi çok olan bir ülke. Bu anlamda sivil toplum kuruluşlarının yapmış olduğu faaliyetler cankurtaran rolü oynuyordu. STK’lar, sundukları imkanlarla öğrencilerin eğitim hayatlarını destekleyen önemli bir misyon yükleniyordu. İlerleyen dönemlerde devlet tarafından öğrencilerin barınma ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında ciddi bir atılım yapıldı. Bu durum bir taraftan STK’ları da rahatlatmış oldu çünkü yurt hizmeti sivil toplum faaliyetleri içerisinde taşınması, yapılması en zor işlerden bir tanesi. Çok şükür son yıllarda ciddi bir rahatlama söz konusu. Bugün hem devlet hem de STK’lar tarafından bu ihtiyaca çok daha iyi bir şekilde cevap verildiğini düşünüyorum.
FETÖ merdivenaltı yurtlarda çocukları sömürdü
-FETÖ’nün de birçok yurdu vardı. Bu yurtlar kapatıldıktan sonra oradaki öğrenciler mağdur oldu mu?
15 Temmuz öncesinde FETÖ eğitim konusunda, evleriyle, yurtlarıyla ciddi bir varlık gösteriyordu şeklinde bir algımız var. Fakat biz 15 Temmuz’dan sonra gördük ki, FETÖ bünyesinde özellikle yurtlar ve öğrenci evleri olarak faaliyet gösteren yerler hiçbir şekilde ne yurt ne de öğrenci evi olma kriterlerine uygun değilmiş. FETÖ’den devralınan yurtları gördüğümüz zaman gerçekten dehşete düştük. Çocuklarımız açısından ciddi bir sıkıntı olduğu ortaya çıkmış oldu. Ama ne var ki bu çocuklar ortaokuldan, liseden hatta bazı durumlarda ilkokuldan itibaren hedef alındığı için onların sadakatleri kullanılmış ve öğrenciler hiçbir şekilde hizmet kalitesini sorgulamamış. Bu öğrenciler burada yalnızca düşük standartlara maruz kalmamışlar hem de orada öğrencilerin nasıl bir beyin yıkamaya, nasıl bir sömürüye uğradıklarını 15 Temmuz’da görmüş olduk. Bu anlamda FETÖ’nün sistemden çıkmış olması değil kriz oluşturmak, sistemin üzerindeki büyük bir yükü de kaldırmış oldu.
Anne babaların gözü arkada kalmıyor
-Öğrenciler yurtlarda tam olarak ne gibi kriterler arıyorlar?
Burada bir öğrencilerin kriterlerinden bir de ailelerin kriterlerinden söz edebiliriz. Öğrenciler, en çok konfor ve uygun çalışma ortamı arıyor. Aileler içinse birinci kriter güvenlik oluyor. Çocuklarını gözleri arkada kalmadan bırakabilecekleri, teslim edebilecekleri bir yer arıyor anne babalar. Biz çok şükür ki TÜRGEV olarak bu kriterlerin hepsini karşılayabiliyoruz. Öğrencilerimiz için konforlu alanlar oluşturuyoruz. Öğrenci başına düşen metrekare alanı neredeyse en geniş olan yurtları bünyemizde barındırıyoruz. Öğrencilerimizin çalışmaları için gerekli olan, etüt salonlarından odalarındaki çalışma imkanlarına kadar bütün şartları uygun şekilde sağlamaya çalışıyoruz.
Kızlar için yurt daha elzem
-TÜRGEV neden sadece kız öğrencilere hizmet veriyor?
Kız öğrencilere hizmet etmek TÜRGEV’in varlık nedeni. Biz, 20. yüzyılın başında yeni kurulmuş, çeşitli travmalar atlatmış bir ülke olarak, diğer batı dışı toplumların yaptığı gibi önce acil olarak gördüğümüz ihtiyaçlara yöneldik ve daha çok erkeklerin eğitimleri ön plana çıktı. Özellikle daha geleneksel ve muhafazakar ailelerde bu algı yerleşik bir hale geldi. Çünkü hem erkekler aile geçindirecekler diye bakılıyordu hem de kız çocuklarına eğitim imkanlarının sunulması erkek çocuklarına nispeten daha zordu. Çünkü, velilerimden çok duyduğum bir şeydir bu benim, erkek çocuğunu çok iyi bir yer olduğunu düşünmeseniz bile bir ev tutup bırakabiliyorsunuz, ama kız çocuğu olunca hemen başka kriterler devreye giriyor; Güvende olabilecek mi? Başına bir şey gelir mi? gibi bir sürü şey düşünüyor aileler. Dolayısıyla kız çocuklarına bu yatırımın yapılması daha zor.
Bahsettiğim nedenlerle aileler ellerindeki imkanlarını erkek çocukları için kullanıyorlardı ama bir taraftan da kız çocuklarının okumasını ve geleceklerini güvence altına almasını da istiyorlardı. İBB Başkanı olduğu dönemde, muhafazakar aileler kendilerini temsil eden, yüksek konumda bir siyasetçi olarak gördükleri Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a gelip yardım istiyorlar. “Biz kız çocuklarımızı okutmak istiyoruz. Ama bu büyük şehirlerde onların nasıl güvende olacaklarını bilmiyoruz. Bize bu konuda yardım edin, bir şeyler yapın” diyorlar. Bunun üzerine Cumhurbaşkanımız da sadece kız çocuklarına hizmet verebilecek bir vakıf kurulması için bir yönlendirmede bulunuyor. Bunun üzerine İSEGEV adı altında önce Hasanpaşa’da daha sonra da Samatya’da sadece kız çocuklarına hizmet vermek üzere iki yurt açılıyor -ve tabi ciddi bir teveccüh görüyor-. Ben de İSEGEV’in ilk öğrencilerindenim ve gerçekten bu yurtlar adeta çölde bir vaha hissi uyandırmıştı bizde.
-Kaç yurdunuz var şu anda TÜRGEV olarak?
63 yurdumuz ile 32 ilde yer alıyoruz. 10 ortaöğretim, 53 yükseköğretim yurdumuz mevcut.
Referans değil bilinç arıyoruz
-Yurtlarda öğrencilerin kendilerini geliştirebilmeleri için ne gibi imkanlar var?
Bizim mottomuz “Bir yurttan daha fazlası.” Çünkü gerçekten yurtlarımızda sunulan eğitim faaliyetleri adeta bir üniversite eğitimine karşılık gelecek düzeyde. Her şeyden önce seminerlerimiz var. Birçok başlıkta önemli isimleri ağırlıyoruz yurtlarımızda. Öğrencilerimizin ilgilerine yönelik olarak oluşturulan çeşitli atölyelerimiz var. Bir öğrencimiz ud çalmayı arzu ediyorsa, piyano çalmak istiyorsa, ney üflemek istiyorsa bu imkanları sağlıyoruz. Ya da resim yapmak istiyorsa resim atölyesine gidiyor. Bu anlamda çok geniş bir yelpaze sunuyoruz ve öğrencilerimiz bu atölyelerde kendi ilgilerini keşfedene kadar deneme yapma fırsatı elde ediyorlar. Bazen hiç beklemedikleri bir alanda yeteneklerini keşfediyorlar. Biz amatör sanatçılar, sporcular olacaklar diye düşünürken birden karşımıza icracılar çıkmaya başladı. Önümüzdeki dönemlerde sporda ve özellikle sanatta etki edecek bir ekole doğru gidiliyor diye düşünmeye başladık.
-Peki, yurtlara girmek kolay mı? Sizin kriterleriniz ne öğrenci seçerken? Mesela illa ki bir referans gerekiyor mu, herkes girebiliyor mu?
Şöyle söyleyeyim, TÜRGEV yurtlarına girmek hem çok kolay hem çok zor. TÜRGEV’e sadece bir referansınız olursa girebilirsiniz gibi bir algı var ama doğru değil. TÜRGEV olarak bir mülakat sistemi uyguluyoruz. Biz öğrenciyi ne bir CV üzerinden, onunla muhatap olmadan, temas etmeden ne de “a” şahsının “b” şahsının akrabası, kardeşi, eşi, dostu olarak ele alıyoruz. Biz öğrenciyi doğrudan kendisi olarak ele alıyoruz. Öğrenci ile konuşuyoruz, onunla göz göze bakıyoruz ve tabiri caizse tartıyoruz. Çünkü biz öğrencilerimizden bu vatana, memlekete, ümmete faydalı olacak işler yapmalarını ve bu anlamda hiç değilse bir farkındalıklarının olmasını bekliyoruz. Ve bir diğer beklentimiz, bu imkanların bir fedakarlık neticesinde onlara ulaştırıldığının ve bunun bir vakıf hizmeti olduğunun hiç değilse farkında olmaları. Yani “Beni teyzem buraya zorla getirdi, ben aslında burada hiç kalmak istemiyorum” diyen bir öğrenciyi, teyzesi kim olursa olsun almıyoruz. Bu hizmetleri almaya hazır olmayan bir insana sunmaya kalkarsak o zaman biz vakıf anlayışına da ihanet etmiş oluruz.
***
Hükümete saldırmak isteyen TÜRGEV’e iftira atıyor
-Vakıf hizmeti diyoruz ama sonuçta yurtlar ücretli ve bu ücretlerin yüksek olduğuna dair serzenişler var. Nasıl belirliyorsunuz ücretleri?
Tabi ki bir vakıf hizmeti veriyoruz, fakat başta söylediğim gibi sivil toplum hizmetleri arasında en zor olan ve ciddi şekilde maliyeti yüksek olan hizmet yurt hizmeti. Yurtlarımızda öğrencilerimiz için sunduğumuz hizmetler, mevcut yurt aidatlarından daha fazlasını kapsıyor. Kurulduğumuz yıldan bu yana öğrencilerimizi bu anlamda büyük oranda sübvanse ettik. Şimdi gelinen noktada devletimiz yemek ve barınma yardımı yapıyor. STK’dan hizmet alan öğrencilerin de -yine bu memleketin öğrencisi olduğu anlayışıyla-, devlet yurtlarında kalan öğrenciler kadar olmasa bile sübvanse edilmesi gündeme geldi. Bu vesile ile üzerimizdeki ağır yükü devletimizle biraz paylaşabilmiş olduk.
Devletimizin sunduğu bu barınma ve yemek yardımının kağıda yansıyan kısmı yurt ücretlerimizde gözle görünen oranda artış olduğu algısını oluşturdu. Esasında durumun bu olmadığını öğrencilerimiz ve velilerimizle paylaştık. Devletimizin, öğrenci üzerinden STK’lara vermiş olduğu yemek ve barınma yardımı, kızlarımıza sunmuş olduğumuz birçok imkan ve hizmetin kalitesini ve sürekliliğini sağlamak anlamında hem öğrencilerimiz hem vakıflarımız için imkan doğurdu.
İhtiyacı olanlara burs veriyoruz
Rakam verebiliyor musunuz, mesela İstanbul’da ortalama şu kadar, Ankara’da ortalama bu kadar diye?
Ücretlerimiz yurttan yurda değişiyor, dolayısıyla bir rakam vermem mümkün değil. 63 tane yurttan bahsediyoruz neticede. Ama şunu söylemem lazım, fiyatlarımızı makul bir seviyede tutuyoruz aynı zamanda çok aktif bir burs politikası uyguluyoruz. İhtiyacı olan öğrencilerin ve başarı sıralaması yüksek olan öğrencilerin tamamen ücretsizden, belli oranda ücretliye kadar uzanan bir skalada burs almasını sağlıyoruz. Çünkü gerçekten ihtiyacı olan bir öğrenciden 50 lira bile alsanız vakıf anlayışına ihanet etmiş olursunuz. Bununla beraber fiyatları düşük tutup, hiçbir şekilde ihtiyacı olmayan, gerçekten çok ciddi imkanlar içindeki bir çocuktan da ihtiyaç içindeki bir öğrenciden talep ettiğiniz rakamı talep ederseniz yine vakıf anlayışına ihanet etmiş olursunuz. Dolayısıyla ücretlerimizi makul bir oranda tutuyor; ihtiyaç sahibi öğrencileri ve başarılı öğrencileri de burslarımızla ciddi şekilde destekleyerek belli bir hassasiyet ile konuya yaklaşıyoruz.
Arazi bağışı iddiaları komik
– Zaman zaman TÜRGEV kendisine yapılan arazi bağışı haberleri ile gündeme geliyor. Bunun sebebi nedir?
TÜRGEV ilk defa FETÖ’nün radarına girdi. Daha önce FETÖ’nün istihbari ayağı da olan, uluslararası bağlantılı bir terör örgütü olduğunu elbette bilmiyorduk. FETÖ her alana “eğitim” başlığı altında girip kendisini meşrulaştırıyordu ve çok rahat hareket ediyordu. O alan FETÖ’nün adeta insan devşirmek için kullandığı önemli bir hazine gibi işlev görüyordu. TÜRGEV olarak biz de eğitim alanında faaliyet gösteriyoruz. Biz her zaman verdiğimiz eğitimlerle öğrencilerimizin düşünen, sorgulayan bireyler olmasını hedefledik. Bizden çıkan öğrencilerin hiç biri gidip ne idüğü belirsiz yapılara intisap etmiyorlar. Bu konuda çok iddialıyız. FETÖ de bunu bildiği için, TÜRGEV daha da gelişirse, daha çok öğrenciye, aileye ulaşırsa ve bu imkanları sunmaya devam ederse kendi uyduruk yurtları, evleri ve orada vermiş olduğu eğitim adı altındaki beyin yıkama seanslarının tutmayacağını düşündü. O yüzden TÜRGEV, doğrudan FETÖ’nün hedefi haline geldi. 17-25 Aralık sürecinden itibaren adeta bir kara para aklama ve bir yolsuzluk merkezi gibi lanse edilmeye çalışıldı. Toplumun büyük çoğunluğunda bu anlatım makes bulmadı. Fakat bu süreç 15 Temmuz’a kadar hiç bitmedi. Olmadık iftiralar hem Cumhurbaşkanımıza hem hükümete hem de bize yapıştırılmaya çalışıldı. Kısacası TÜRGEV bazıları için hükümete saldırmanın kullanışlı bir aracı oldu. TÜRGEV bütün hesapları şeffaf olan, açık bir kurum. Gelip bunu araştırmak isteyen herkesin rahatlıkla görebileceği, devlete hesap veren, kanunlar çerçevesinde hizmet veren diğer STK’lardan farkı olmayan bir yapı.